23 Kasım 2013 Cumartesi

Öğretmenler Günü


Her 24 Kasım sabahı aynı heyecan sarardı hepimizi, acaba ne alınacaktı öğretmenimize hediye olarak. Mâlûm ya bugün öğretmenler günü, okula eliboş gidilmez. Bizde kural değişmezdi lâkin, bütün bir hafta boşuna kafa yorulmuştur yani, bir demet karanfil alınırdı babamız tarafından öğretmenimiz için.

Uzun ambalajlı, güzel kokulu karanfiller öğretmenime ulaşmadan incinmesin, solmasın diye sol koluma yatırılır; okul bahçesine beklenen zaman, andımız, okula girme merasimi derken sol kolum hafiften hafiften yokluk durumuna gelir, kendisi ile aramızdaki tek bağ sinir bozucu minik karıncalar olurdu sadece. Kasım ayının soğukluğu, paltomun ağırlığı, sırtımdaki çantanın dayanılmaz yükü, aynı zamanda taşıdığım beslenme çantam ve boynumdaki suluk da cabası.

Nihayet sınıfa girip sıraya yatırılan karanfil ve sol kolum öğretmenim gelene kadar "Allah'ım n'olur öğretmenim gelince kolum uyuşuk olmasın" dualarıyla beraber nadasa bırakılırdı.

Canım öğretmenim sınıfa gelir, masasına oturur, "bugün benim günüm" edasıyla yüzünde bir gülümseme, bir süre öylece bizi seyrederdi. Sonra sıra ile tebrikler, hediye ve çiçek takdimi... 

Hediye takdim sırası bana gelince hep bir heyecan duyardım, elim ayağım titremeye başlardı (çiçek uyudu kolumda ondan belki de), çok şeyler söylemek geçerdi içimden, hiçbir şey söyleyemezdim, öğretmenime yaklaşmak, ona çiçek vermek, hele hele bir de beni öperse aman yarabbim ne müstesna bir olaydı. Zirâ biz öğretmenler odasının önünden geçerken nefesimizi tutardık, öyle saygımız vardı yani. 

Masası hediyelerle dolduğu için ders yapamayan öğretmenin hediyeleri birkaç öğrenci ile birlikte öğretmenler odasına göndermesi ile merasim sona erer, bizim bayram havası orada biter, maalesef derse başlanırdı. Büyü sınıfta bozulurdu fakat, tenefüslerde okul koridorlarında, okul çıkışında sokaklarda, eve gidene kadar güzel manzaralar eşlik ederdi bugüne.

Mazide güzel bir anı kalmış böyle çocuk aklımla 24 Kasıma ait, hatırıma geldi paylaşmak istedim sizlerle.

"Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" dememiş mi Hz. Ali (R.A.)
Dinimiz de öğretmene, öğretene saygıyı emretmemiş mi?
Öğretmenlerimize duyduğumuz saygı ve sevgimizi dillendirmek için bu günü fırsat bilmeli ve bu duygularla, onların ellerini öpmeliyiz. Hayata atıldığımız zaman, bizi bu günler için hazırlayan öğretmenlerimizi hatırlamak, mümkünse ziyaret etmek, bu da mümkün değilse bir telefon etmek onlar için karanfilden daha değerli bir hediye olacaktır sanırım.

 Hülasa öğretmenlerin öğretmeni, baş öğretmenimiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk nezdinde gelmiş, geçmiş ve vazife başındaki tüm öğretmenlerimin öğretmenler günün canı gönülden kutluyor, bu güzel karanfili onlara ellerim titreyerek takdim ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder